 
                    
İsmin çoğulu
olan “esmâ” kelimesi ile “en güzel” anlamındaki “hüsnâ” kelimesinin oluşturduğu
bir sıfat tamlaması olan “esmâ-i hüsnâ”, “en güzel isimler” anlamında Yüce
Allah’ın isimleri için kullanılan bir terimdir. Kur’ân-ı Kerîm’de, “Allah,
kendisinden başka ilâh olmayandır. En güzel isimler O’na mahsustur.” (Tâhâ,
20/8); “...En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanlar O’nun şanını
yüceltmektedirler. O galiptir, hikmet sahibidir.” (el-Haşr, 59/24) meâlindeki
âyetlerde ifade edildiği gibi en güzel isimler Allah’a mahsustur. Çünkü bütün
kemâl ve yetkinliklerin sahibi O’dur. O’nun isimleri en yüce ve mutlak üstünlük
ifade eden kutsal nitelemelerdir.
Allah Teâlâ’nın (c.c.) Kur’ân’da ve sahih hadislerde geçen pek çok ismi vardır.
Kul bu isimleri öğrenerek Allah’ı tanır, O’nu sever ve gerçek kul olur.
Kur’ân’da, “En güzel isimler Allah’ındır. O hâlde O’na o güzel isimlerle dua
edin...” (el-A‘râf, 7/180) buyrularak esmâ-i hüsnâ ile dua ve niyazda
bulunulması istenmiştir. Esmâ-i hüsnânın birden fazla olması, işaret ettiği
zâtın birden çok olmasını gerektirmez, bütün isimler o tek zâta delalet eder:
“De ki: İster Allah deyin ister Rahmân deyin, hangisini deseniz olur. Çünkü en
güzel isimler O’na aittir.” (el-İsrâ, 17/110).



















