 
                    Kur'an-ı
Kerim bir ayetinde şöyle buyurur: "Yaş ve kuru her şey Kitab-ı Mübin'de
vardır" (En'am 59). Bu ayette geçen "Kitab-ı Mübin" tabiri neyi
ifade eder? İslam alimleri, burada hem Kur'an-ı Kerim'i hem de "Levh-i
Mahfuz"u anlamışlardır.
Levh-i
Mahfuz, yalnızca Allah'ın bildiği sırrı ve mahiyetiyle, geçmişten geleceğe
kadar olmuş ve olacak her şeyin yazılı olduğu bir levhadır. Başka bir deyişle,
Allah'ın kader kitabıdır.
Bu ayetten
çıkarılacak iki olasılıktan birini kesin olarak savunmak mümkün değildir. Ancak
"Kitab-ı Mübin" ifadesi, hem Levh-i Mahfuz'u hem de Kur'an'ı Kerim'i
kapsayacak şekilde yorumlanabilir.
Bu durumda,
Levh-i Mahfuz'da her şeyin tüm detaylarıyla yazılmış olduğu, Kur'an-ı Kerim'de
ise bu olayların özeti verildiği söylenebilir. Bu, bir ağacın çekirdeği ile
ağacı arasındaki fark gibi bir şeydir. Bir incir çekirdeği, küçük olmasına
rağmen incir ağacının her yönünü, boyutunu, meyvesini ve özelliklerini içerir.
Bu bilimsel bir gerçektir.
Buna benzer
şekilde, Kur'an-ı Kerim de geçmiş ve gelecekteki önemli olayları özet ve
işaretler halinde sunar. Ancak bunları herkesin görüp anlaması kolay değildir.
Bu alanda uzman olan bazı alimler bu işaretleri sezebilir.
Aklı başında
birinin sorması muhtemel bir soru şudur: "Kur'an-ı Kerim'de uçak, tren,
elektrik gibi önemli bilimsel icatlar açıkça anlatılmamışsa, bunun sebebi
nedir?" Bu soruya birkaç açıdan cevap verilebilir:
1.   
Kur'an’ın Asıl Amacı Açısından: Kur'an-ı Kerim, insanlara fen bilgisi sunmayı ya da geçmiş
ve geleceğe dair tarihsel bilgiler vermeyi amaçlayan bir kitap değildir. O, bir
tarih, coğrafya, fizik veya kimya kitabı değildir. Bu tür bilgiler, Kur'an'ın
asıl amacına ters düşer. Kur'an, insanlara Allah'ı tanıtmayı ve insanların
Allah’a karşı görevlerini öğretmeyi hedefler. Dinler, insanların
"Yaratan"ı ve yaratıkların görevlerini anlamasına yardımcı olur.
Kur'an’ın temel amacı, bu soruları cevaplayarak insanlara Rabbi’ni ve kendilerini
tanıtmaktır.
Kur'an-ı
Kerim, başka varlıklardan da bahseder; yer ve gök, ay, güneş, yıldızlar,
hayvanlar ve ağaçlar gibi. Ancak bunlar ya Allah’ın kudretini göstermek için ya
da insanlara kulluk vazifelerini hatırlatmak için ele alınır. Fen bilgisi
Kur'an'ın bir parçası değildir çünkü bu bilgiler, Allah’a ibadet açısından
anlam taşımazlar.
2.   
İmtihan Sırrı Açısından: Kur'an’ın bilimsel icatlardan veya tarihi hadiselerden
açıkça bahsetmemesi, insanları imtihan etme amacını taşır. İnsanlar sabit bir
kabiliyete sahip olarak değil, yükselme veya düşme potansiyeline sahip olarak
yaratılmıştır. Bu yüzden her insanın doğru yolu kendi iradesiyle seçmesi
beklenir. Kur'an’da bilimsel bilgiler açıkça yer alsaydı, bu imtihanın gereği
olan özgür iradeyi ortadan kaldırır, herkesin zorunlu olarak bu bilgilere
inanması sağlanmış olurdu. Böyle bir durum, insanları gerçek manada imtihan
etmeye engel olurdu.
3.   
Tedricen Terakki (Zamanla Yavaşça İlerleme) Açısından: İnsanlık terakki kanununa tabidir.
Bu kanuna göre, bilimsel gelişmeler zaman içinde ve ihtiyaçlar doğrultusunda
adım adım ortaya çıkar. Eğer Kur'an'da fen bilgileri açıkça verilmiş olsaydı,
bu, insanlığın gelişim süreciyle çelişirdi. Zira insanlara her şeyin hemen
verilmesi, onların kendi çabalarını ve gayretlerini ortadan kaldırırdı.
4.   
İnsanlığın Şerefi Açısından: Kur'an'da fen bilgilerine açıkça yer verilmemesi, insanlara
büyük bir şeref ve iftihar payı bırakmıştır. İnsanlar, kendi gayretleriyle
çeşitli icatlar ve keşifler yaparak diğer mahlukatlardan farklı olarak şeref
kazanmışlardır. Bu keşifler, insanın zekasının, gayretinin ve çalışmasının bir
sonucudur. Eğer Kur'an’da bu icatlar açıkça belirtilmiş olsaydı, insanlık bu
şereften mahrum kalacaktı.
5.   
Muhatabın Kapasitesi Açısından: Kur'an, hitap ettiği insanların anlayış seviyesini göz
önünde bulundurur. Her dönemde halkın büyük bir kısmı, ancak kendi
seviyesindeki bilgileri anlayabilir. Kur'an, zamanla değişen insan anlayışına
hitap eder. Eğer dönemin halkı anlamayacağı bilgilerle karşı karşıya kalsaydı,
bu durum onların dini inançlarını zayıflatabilir ve şüpheye düşmelerine yol
açabilirdi.
Sonuç
olarak, Kur'an-ı Kerim, fen bilimlerine açıkça değinmemekle birlikte, bu
bilgilere çeşitli işaretlerde bulunmuş ve insanları düşünmeye, keşfetmeye
teşvik etmiştir. Örneğin, Kur'an'da evrenin düzeni, çift yaratılma gibi
konulara işaretler bulunur. Elektrik ve diğer teknolojik ilerlemelere dair
sembolik ifadeler, insanları araştırmaya ve anlamaya yönlendirir.
Kur'an, insanları doğru yola sevk etmek, onları Allah’a ve ahlaka yönlendirmek için gelmiş bir kitaptır. Fen bilgileri, insanları Allah’a yakınlaştıran ve doğru yolu gösteren asıl amaçlarla ilişkili olmadığı için Kur'an’da detaylı bir şekilde ele alınmamıştır.



















